Cildimiz temelde hücresel döngünün hızıyla doğru orantılı olarak yaşlanır. Gerçek şu ki doğduğumuz zaman cildimiz yaşlanmaya başlar. Bir yaşında bile bir yıllık güneş görmüşlük, çevresel hasarlara maruziyet, beslenme ve uyku düzenine uyum çabası söz konusudur. Cildimiz elbette kendini yeniler, ancak bu yenilenme hızı 25-30 yaşlarından itibaren azalmaya başlar ve yaşlılık belirtileri görülür. Yüzümüzün üst bölgesi mimik kaslarının kullanımıyla doğru orantılı olarak yaşlanır.
Hangi yaşta olursak olalım göz çevresinde veya alında ya da kaş arasında kırışıklıklarımız olabilir. Ancak bu çizgiler yaş ilerledikçe yerleşmeye ve derinleşmeye başlar. Bu nedenle bu kırışıklıkların olmasını mimiklerimizi kontrol ederek engellemeye çalışmak doğru bir yaklaşımdır, ne yazık ki tek başına yeterli değildir.
Yüzümüzün orta bölgesi doku çökmesi ve yumuşamasıyla ilişkili olarak yaşlanır. Bu bölgede bağdokusunun sıkılığını belirleyen ana madde hyaluronik asit içerikli jölemsi sıvı ve yağ dokumuzdur. Bu kayıpları azaltmak için fazla değişken bir kilo durumunun olmaması gerekir. Kaldı ki, kadınların aylık periodları veya hamilelik dönemi, daha sonra da premenapoz ve menapoz, bu kayıpların en fazla yaşandığı dönemlerdir. Bu bölgenin gençliğini korumada veya iyileştirmede hyaluronik asit içerikli dolgu uygulanması gerekir.
Hayvansal hammadde içermeyen, stabilize hyaluronik asit, deriye zerk edildiği zaman vücudun kendi hyaluronik asitiyle birleşerek hacim yaratır. Bu hacimle dudakların dolgunlaştırılması, çizgilerin, kırışıklıkların ve yüz kıvrımlarının tedavisi sağlanır. Hızlı ve kolay uygulanmasının yanı sıra görülebilir sonuçların hemen elde edilmesine olanak sağlar.
Vücudun kendi hyaluronik asit yoğunluğunun azaldığı bölgelere enjekte edilir. Enjekte edildiği bölgelerde hacim oluşturarak boşalmış bölgede dolgunluk sağlar. Sonuçlar aynı anda görülebilir, ancak günden güne ciltle olan uyumu ve enjekte edildiği bölgenin çevresinin de etkilenmesiyle daha da güzel oturur.
Hyaluronik asit kendi ince steril enjektörüyle, kırışıklık altındaki bölgeye, dermis içine enjekte edilerek uygulanır. Gereken enjeksiyon sayısı, kırışıklığın derinliğine ve uzunluğuna bağlı olarak değişir. Birkaç adet enjeksiyon gerekebilir. Hyaluronik asit, bakterilerle ayrışabilen diğer dolgu maddeleri gibi hayvansal kökenli değildir. Bu dolgu, alerjik reaksiyonları en aza indirgediği gibi, hayvanlara özgü hastalıkların insanlara taşınmasına da engel olur.
Dolayısıyla hyaluronik asit kullanımı tamamen güvenlidir. Tedavi öncesi herhangi bir tanı uygulaması gerektirmez Hatta “öğlen molası’’ prosedürü olarak söz edilir. Genellikle 20 dakikadan daha az bir süre içinde uygulama yapılır. Enjeksiyonlardan sonra normal aktivitelere hemen geri dönülebilir. Tedavi yapılan bölgeye bağlı olarak sonuçlar 3-6 ay arasında bir süre için kalıcı olur. Tekrarlayan seanslar sayesinde kalıcılık süresi bir yılı aşabilir.
Hyaluronik asit uygulamalarıyla birlikte kırışıklık tedavisi, vitamin enjeksiyonları, lazer ve ışık tedavileri kombine olarak yapılabilir. Hatta cilt bütünlüğü açısından bu uygulamaların kontrollü ve planlı olarak belli bir yol izlenerek yapılması, sonuçların başarısı ve kalıcılığı açısından önemlidir.
Yüzün Hangi Bölümlerine Ne Tür Dolgular Yapılmalıdır?
En sık enjeksiyon bölgeleri, dudak-yanak arası nasolabial alanlar, dudak çevreleri ve yüzün orta bölümüdür.
Dolgu uygulamalarında kişiye özel maddeler tercih edilmelidir. Azalan ve desteklenmesi gerekli olan bölgelere doğru açılarla enjekte edilmeli ve gereken dozda verilmelidir. Bu konuda, doktorun hastasını iyi yönlendirmesi gerekir. Kişiyi kendi doğal görüntüsünden 5-10 sene önceki haline getirmeye çalışmak hedeflenirse sıkıntı pek yaşanmayacaktır. Ancak miktarı arttırarak özellikle dudaklarda, fazla abartılı veya normalinden daha farklı görünüm kişinin doğallıktan uzaklaşmasına neden olabilir. Dudakların da dolguya ihtiyacı olabilir. Özellikle belli bir yaştan sonra mimiklere veya sigara gibi alışkanlıklara bağlı olarak dudak üzerlerinde de boşalmalar ve çizgilenmeler oluşur, bu durumda da dudaklar kişiyi daha yaşlı gösterir. Bu bölgelere seçilen hyaluronik asit çeşidinin de dudakların üstünde yumuşak olmasına, dudak mukozası için ise biraz daha yoğun olmasına dikkat edilmesi gerekir.
Üç Boyutlu Dolgu Estetiği ( Likit Face-Lift)
Üç boyutlu dolgu estetiği ya da diğer adıyla Likit face-lift yöntemini uygulayarak, cilde hyaluronik asit dolguları ile daha gergin, yukarı kalkmış ve sıkı bir görünüm kazandırmak mümkündür.
Ancak estetik operasyona ihtiyaç duymayacak kadar iddialı olan bu yöntemi uygulayabilmek için danışanın yüzünün çok detaylı ele alınması gerekir. Üç boyutlu dolgu estetiğinden en iyi sonucu alabilmek için cilt yaşı, güneş hasarı, yüzdeki volüm azalması, mimiklere bağlı kırışıklıklar ve hatta kemikteki volüm kayıpları bir dermatolog tarafından yapılacak kapsamlı bir konsültasyon ile değerlendirilmelidir.
Sağlıklı günler dilerim,
Dr. Betül Şengör